PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUH. STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

DUYURULAR

Muhasebeciler Neden İşsiz Kalmaz ?

Muhasebeciler Neden İşsiz Kalmaz?

 

Binlerce insanın puantajını, yeşil defterini, bordrosunu yaparlar ama kendilerine gelince mesai saati kavramından bihaberdirler. Çünkü onlar “bilgi işçisi” dir.

 

Yine binlerce insanın hesabını yaparlar ama sıra kendilerine geldiğinde en arkaya kaçarlar. Çünkü onlar “bayat parayı sevmez” ler.

 

Kendi işlerini yaptıkları yetmezmiş gibi üstüne vazife olmayan ne kadar absürd, angarya varsa masasında bulur. Çünkü onlar kürek pardon “kalem mahkumları” dır.

 

Ayırdıkları mesai, verdikleri hizmet karşılığında maddi bir karşılık almaları gerekirken üstüne üstlük borç verirler. Sonra kredi çeker, kendi borçlarını kapatırlar. Çünkü onlar “hayırsever” dir.

 

Gösterdikleri iyi niyetin kâfi gelmeyeceği kanısında olsalar bile mevzuat canavarıyla savaşırlar. Çünkü onlar “Dadaloğlu torunu” dur.

 

Saatler boyunca aradıkları bir kuruş farkı bulduklarında kendilerini dünyanın en zeki insanı zannederler. Çünkü onlarrakam terbiyecisi” dir.

 

Kalkınmanın sağlam temellere oturtulması 'vergi, resim ve harç gibi sağlıklı finansman kaynaklarına bağlıdır. Farkında olmasalar da hazine gelirlerinin garantisidirler. Çünkü onlar “hesap uzmanı” dır.

 

Bildiğiniz üzere 'müdür' idare eden demektir. Sürekli vergi isteyen devletle, vergi ödemek istemeyen işvereni idare etmeye çalışarak iki arada bir derede ayakta kalmayı başarırlar. Çünkü onlar “ombudsman” dır.

 

Nisan yağmurundan beslenen istiridyenin inci üretmesiyle aynı yağmurdan beslenen yılanın zehir üretmesini oldukça önemser, derhal özün önceliği kavramına sarılırlar. Çünkü onlar “insan” dır.

 

Sürekli angarya ve yoğun iş temposundan yakınır ancak devletin yürürlüğe koyduğu beyanname, bildirge, form, mali tablo ve gibi beklentileri hep süresinde karşılamayı başarırlar. Çünkü onlar “sürmenaj” dır.

 

Muhasebecilik istişare mesleğidir. Çift yönlü iletişim, sürekli geri besleme, kişilerin, şirketlerin ve sektörlerin hatta ülkelerin bugün ve gelecekteki durumlarını, konumlarını dikkate alarak katılımcı bir üslupla çalışırlar. Çünkü onlar “iletişim uzmanı” dır.

 

Muhasebeciler, ne beyaz yakalı ne de mavi yakalıdır. Yakasız asla değildir. Çünkü onlar “altın yakalı” yöneticilerdir.

 

Muhasebe mesleği, teknik konular dışında da okumayı, araştırmayı gerektirir. Mükelleflerinden gelen soruları biliyorsa hemen cevaplar, emin değilse; 'Bilmiyorum, araştırıp size döneyim' der ve dersine çalışır. Çünkü onlar, “Ne harabidir ne harabati / Kökü mazide olan ati” lerdir *

 

Mükellefin daha az vergi ödemekle, maliyecinin daha çok vergi almakla övündüğü bir düellonun tam ortasında yaşam savaşı verirler. Çünkü onlar “kurşun asker” dir.

 

Anladığınız üzere muhasebecilik, Viktorya çağında yaşamayı hayal edenlerin işi değildir. Torpille girilmeyen ender mesleklerdendir. Zira hiç kimse eziyet çekmek için referans aramaz. Her şeye rağmen böylesine rafine insanların, niçin muhasebe yaptığını da bilmesi gerekir.

 

*Yahya Kemal Beyatlı. Harabi: Meyhaneye giden. Harabati: Maddiyata değer vermeyen. Âti: Gelecek

 

Dursun Ali Yaz, Düşünce Tarihi Işığında Muhasebe Felsefesi, Timaş Yayınları,1.Baskı, İstanbul, 2021 379-381